Artan kira fiyatları ve ev sahipleri ile kiracılar arasındaki anlam karmaşasına bir yenisi eklendi. Ev sahiplerinin kullandığı yeni yöntem, kiracıların başını hem kira zammı hem de dava hakkı gibi zor bir süreç içinde bırakabilir.
Ev sahipleri ile kiracılar arasındaki kira anlaşmazlıkları günden güne büyümeye devam ediyor. Eski kiracıların düşük kira ödemesi ev sahiplerini yeni yöntemler bulmaya doğru itiyor. Ev sahiplerinin kiracılara karşı son olarak tercih ettiği yöntem, ek protokol krizi olarak adlandırılan yeni bir dava açma yöntemi.
BEKLENMEDİK BİR ZAMANDA DAVA
Gayrimenkul Hukuku Derneği Kurucu Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, son dönemde artan anlaşmazlıkların kaynağını CNN Türk’e açıkladı. Kiraz’a göre, ev sahipleri ile kiracılar arasında yapılan ek protokoller, ilerleyen dönemlerde sorunları daha da karmaşık hale getirebiliyor. Örneğin, eski bir kira sözleşmesinde belirlenen kira bedeli ile yeni bir ek protokol yapıldığında, kiracılar ilerleyen dönemlerde beklenmedik dava riskiyle karşılaşabiliyorlar.
ASIL SÖZLEŞME TARİHİNE DİKKAT
Yargıtay’ın bu konudaki tutumunu da açıklayan Kiraz, asıl sözleşme tarihini dikkate alarak karar verdiğini belirtti. Bu durumda, ek protokol yapılsa dahi ev sahiplerinin her beş yılda bir kira tespit davası açma hakkının olduğu vurgulandı. Kiracılar, ek protokol yapılmış olsa bile Yargıtay’ın asıl sözleşme tarihini baz aldığını göz önünde bulundurmalılar.
TÜYOYU VERDİ
Kiracılar, bu tür krizleri önlemek için ne gibi adımlar atmalı sorusu da gündeme geldi. Kiraz, tarafların anlaşmaya varması durumunda ek protokol yerine eski kira sözleşmesini feshetmelerini ve yeni bir kira sözleşmesi yapmalarını önerdi. Ancak bu durumun ev sahipleri açısından zorlayıcı olduğunu belirten Kiraz, çünkü uzatma süresinin sonunda ev sahiplerinin kiracıyı gerekçe göstermeksizin tahliye etme hakkı bulunuyor. Bu nedenle ev sahipleri, gerekçesiz tahliye hakkını kaybetmemek adına genellikle ek protokolü tercih ediyorlar.
Kira anlaşmazlıklarının artmasıyla birlikte, ev sahipleri ile kiracılar arasında yaşanan protokol krizi, hem taraflar arasında belirsizlik yaratıyor hem de hukuki çözümlerin karmaşıklığını artırıyor. Bu durumun önüne geçebilmek için tarafların daha dikkatli ve öngörülü olması gerektiği vurgulanıyor.
